Bozcaada Caz Festivali’yle İkinci Buluşma

Zamanın daha yavaş ve yumuşak aktığı, orada bulunduğunuzda ruhunuzu da suları gibi berraklaştıran Bozcaada, bu sene ikinci defa Bozcaada Caz Festivali‘ne ev sahipliği yapıyor. 27-29 Temmuz tarihleri arasında Ayazma Manastırı’nın bahçesinde gerçekleşecek Bozcaada Caz Festivali, sadece caza değil farklı müzik türlerine de dokunan programı ve tadımlardan söyleşilere uzanan yan etkinlikleriyle yaz ortasında kültürel bir vaha yaratmaya devam ediyor.

Festivalde sahne alacak sanatçılardan Elif Çağlar-Muslu, Çağrı Sertel, Nilipek ve Kerem Akdağ ile festival öncesi Bozcaada’ya, hayallere, yollara ve eve dönüşlere dair minik röportajlar yaptık.

Elif Çağlar-Muslu

Elif Çağlar-Muslu

Bozcaada Caz Festivali’nde bu yıl da FOURinthePOCKET projesiyle sesinizi duyma şansı yakalayacağız. Siz Bozcaada’nın gün batımlarına en çok hangi şarkıyı yakıştırıyorsunuz?

Bozcaada gün batımına FOURinthePOCKET versiyonuyla “That’s the way love goes” yakıştırayım, gerçekten de aşk hissi uyandırıyor çünkü.

Bir konser gününün bir anını durdurup onun içinde istediğiniz kadar kalabilecek olsanız, hangi anda kalmak isterdiniz?

Klişe olabilir ama konser gününün en güzel anları sahnede, konser esnasında yaşanıyor bence.

Yıl içinde Open Mic (Açık Mikrofon) etkinlikleriyle birçok kişinin sahnede caz söyleme hayaline ortak oluyorsunuz. Sizin aynı sahneyi paylaşmayı hayal ettiğiniz bir caz vokalisti var mı?

Hocalarımı çok sevdim, çok etkilediler beni caz vokalistliği konusunda, onlarla sahne almak en büyük onur gibi gelmiştir hep. Randy Esen ve Sheila Jordan ile bu şansı yakalamıştım, keşke Nükhet Ruacan ile de olabilseymiş. 

FOURinthePOCKET – 28 Temmuz Cumartesi, 23:15

Çağrı SertelÇağrı Sertel

Bozcaada Caz Festivali’nin üç gününde de birbirinden değerli sanatçılarla sahne alacaksın. Festivalde “şöyle arkama yaslanıp dinleyicilerin arasından izleyeyim” dediğin konser hangisi?

O konser benim için “Lahza” olur. Keyif aldığım veya alacağım konserleri izlerken genelde arkama yaslanamıyorum ama olsun, böyle iyi.

Geçtiğimiz yıl çıkan ve dinlemeye doyamadığım albümün Instant, yolculuklarımda da bana eşlik ediyor. Konserler için sık sık seyahat ediyorsun; senin özellikle yolda dinlemeyi sevdiğin albümler neler?

Öncelikle çok teşekkürler, beğendiğine sevindim. Seyahat müzikleri çok değişken açıkçası, ama bu aralar dinlediklerimden bazılarını şöyle iliştireyim: August Green, Kiefer, Brad Mehldau, Knower, Shabaka and the Ancestors, Bigyuki.

Türkiye’de ve yurt dışında birçok festivalde yer alıyorsun. Bozcaada Caz Festivali’nde geçen yıl da çalmıştın. Burayı senin için özel kılan nedir?

Öncelikle ada muhteşem. Festivale gelen kitle gerçekten müzik dinlemeye ve bundan sonuna kadar zevk almaya geliyor. Daha bir çok şey var ama festival organizasyon yönünden kusursuz ki bence bu, böyle bir oluşumun başarılı olması için en önemli ve en temel nokta.

Alp Ersönmez “Cereyanlı” feat. Erik Truffaz – 27 Temmuz Cuma, 22:30

FOURinthePOCKET – 28 Temmuz Cumartesi, 23:15

Korhan Futacı “Pavli Experiment” – 29 Temmuz, 23:15

Nilipek

Nilipek

Müziğini paylaşmak için şehir şehir dolaşıyorsun. “Ev” senin için ne anlama geliyor?

Yanımda hep taşıdığım bir defter ve kalem var, tam anlamıyla evi temsil etmese de. Evde daha kendime düşerken, dışarıda ya da seyahatlerde daha çevreme bakıyorum, bir şeyleri not almak hoşuma gidiyor. Bir yandan “ev” kavramının anlamı yıllar içinde epey değişti, ama sanırım sofra kurup dost ağırlayabildiğim yer ev. (Bir de boxer ve atletle oturup ayaklarımı uzatabildiğim)

Analog fotoğraf makinelerine merakını biliyoruz. Bozcaada’ya gelirken yanına hangi makineyi alacaksın?

Bozcaada için yanıma iki makina aldım; Kodak KB10 ve Canonet 28. Kodak KB10 neredeyse filmi değiştirilebilir bir çek-at kamera gibi, o yüzden yanımda taşımak epey rahat ve farklı filmlere güzel yanıt veriyor. Canonet ise henüz tam çözemediğim ama anlaşabildiğim zamanlarda iyi kareler veren bir makina.

Bozcaada Caz Festivali’nde ilk defa sahne alacaksın. Festival programında özellikle görmek istediğin isimler var mı?

Aynı tarihte başka konserim olduğu için festivalin ilk gününü kaçırıyorum ve Ceylan Ertem’i, Lahza’yı, Alp Ersönmez’i izleyememek çok üzücü. Ama Korhan Futacı “Pavli Experiment”i izleyeceğim için heyecanlıyım.

Nilipek – 29 Temmuz Pazar, 20:30

Kerem Akdağ

Kerem Akdağ

Soul’dan Afrobeat’e, cazdan hip hop’a birçok kaynaktan besleniyorsun. Bu türlerle ilk karşılaşmaların nasıl oldu? Aldığın ilk albümleri hatırlıyor musun?

Küçüklüğümden beri evde hep çalan müziklerdi, fakat kaset (albüm) satın almaya 8-9 yaşlarımda başladım. İlk aldığım ve en net hatırladığım albüm, tamamen alakasız olarak Limp Bizkit’in “Chocolate Starfish And The Hotdog Flavored Water” albümü. 

Herhalde bir çok farklı müzik türünü yapma merakım ve isteğim o yaşlarda başlayan sen rapçi misin rockçı mısın geyiğini göz ardı edip, ne istiyorsam onu dinleyip onu yapmaya çalışmaya odaklanmamla oldu.

Müziğin hem Türkiye’de hem yurt dışında ilgi görüyor, övgü alıyor. Burada ve dışarıda geleceğe dair şekillenen planlar var mı?

En büyük önceliğim sürekli üretmek, çünkü yurt dışında üretkenlik ve orijinal içerik en önemli şey. Şu anda konuştuğum birkaç plak şirketi var, muhtemelen EP’ler halinde 2-3 proje yayımladıktan sonra Dimensions Recordings ile beraber yine bir LP yapacağım. Ayrıca çok yakında Compost Records’un 25. yılını kutladığı bir compilation çıkacak. Burada da bir remix’im yayımlanacak.

Daha önce Bozcaada’da bulunduysan, bize adaya dair bir-iki tavsiyen olur mu?

Bozcaada 7-8 yaşımdan beri her yazımı geçirdiğim bir yer aslında, bu yüzden burada çalacak olmanın verdiği heyecan bir başka. Benim tavsiyem Ayazma’yı, Sulubahçe’yi bir gün es geçin ve biraz gezin, bir sürü bakir koy var. Bence buralarda zaman geçirmenin keyfi çok başka.

Kerem Akdağ (DJ Set) – 28 Temmuz Cumartesi, 18:00

No Comments

Leave a Reply