Yarım Piano Magic ve Konser Saati Sorunsalı

Piano Magic’le üçüncü buluşmam dün gece Babylon’da gerçekleşti. Verimli bir vuslat olamadı zira çok yorgun olduğum için 7-8 şarkı dinleyip kaçtım. O çok sevdiğim ses duvarları yeni yeni yükselmeye başlamıştı Great Escapes’le. Glen Johnson’ın şarkı aralarındaki muhabbetini dinlemek güzeldi. Kalabalığın yarısından sonra Kardeşler Kıraathanesi kıvamını alan rabarbaya ise maalesef alışkındım.

Bahsetmek istediğim şey Piano Magic’in her zamanki gibi iyi olan performansı değil, konser izlemeyi benim için külfet haline getiren konser saatleri. Bence 23:00, bir konserin başlama saati olmak için çok geç. İstanbul seyircisinin bir türlü kurtulamadığı “yarım saat geç gidelim, zaten hiçbir konser saatinde başlamaz” düşüncesinden dolayı 23:30’u buldu grubun sahneye çıkması. İşten 18:00’de çıkan biri olarak ne yaptım 23:00’e kadar? Yemek yedim, bir bara gidip oturdum, ordan sıkılıp başka bir bara gittim. Daha Babylon’a gitmeden insan kalabalığından, gürültüden yorulmuştum. 22:30 gibi mekana girdiğimde alt kat bomboştu. 12’yi biraz geçe de çıktım. Eve gidişim 1’i buldu. Neyse ki bugün işim yoktu. Hafta içi konserlerinde daha da vahim durum. Son otobüse yetişmek imkansız, her türlü taksiye kalınıyor. Ertesi sabah erken kalkmak gerekiyorsa son şarkılar gözden çıkarılıyor vesaire. Konser izlemek iyice hesap kitap işine dönüşüyor.

Uzun uzun bar muhabbeti konser sonrasına yakışıyor. Konserde karşılaştığın/tanıştığın insanlarla gidip bir iki saat takılmak, eve ertesi günü sabote etmeyecek bir saatte dönmeni imkansızlaştırmamalı. Konserini izleyip rahat rahat son otobüse binebilmelisin mesela. 21:00 mantıklı bir saat ama 23:00 değil.

No Comments

Leave a Reply