[Fotoğraflar: 13melek]
Borusan Müzik Evi’nde konser izlemeyi sevmemin en büyük nedenlerinden biri hem gruba yakın hem çevreden izole hissedebilmem. Burnumu üst katın camına yapıştırıp tavandaki bir sinek gibi tepeden müzisyenleri incelemek, arada bir yukarı baktıklarında yüzlerine vuran ışığın göz renklerini belirginleştirmesi hoşuma gidiyor. Bu defa alt kattan, meraklı ve hevesli kalabalığın parçası olarak izledim konseri. Performansın seyredildiği açı, müzik algısını nasıl etkiliyor merak ettim konser boyunca. Davulun yanından, davulcunun hareketlerine odaklanarak izlediğim konserde Tortoise’un çok katmanlı müziğini görsel olarak davulcunun her biri ayrı ruha sahip görünen kol ve bacaklarına iliştirdim.
Tortoise 90’ların başından beri rock, caz ve elektronik unsurlardan oluşan, deneysellik ve doğaçlamayı kucaklayan, çoğunlukla bu müziği nereye koyacağını bilememekten post-rock olarak etiketlenen bir türün öncülerinden. Albümleri, insanın kendi imge dünyasının derinine birer bilet gibi. Ve artık biliyorum ki canlı performansları da aynı yoğunlukta bir yolculuk. Bir enstrümandan diğerine geçen müzisyenlerin katman katman, ritim ritim inşa ettiği yapıyı takip ederken dinleyici de bir ruh halinden diğerine geçiyor. Şarkılara ayak uydurmak için tavşan peşindeki tazı gibi manevralar yapıyor, duygularıyla duyduğu müziği birbirine denklemeye çalışıyor.
Dan Bitney daha ikinci şarkıda davula fazla abanıp kick pedalını kırdığında kaygılanmıyorum. Gördüğüm şey Tortoise’un müziğindeki dönüşler ve sayısız ihtimallerin hayattaki yansımasından başka bir şey değil. Seyircilerden birinin konser mekanına yakın oturması ve evinde hemen gidip getirebileceği bir kick pedalı olması kadar doğal bir şey olamaz. Her şeyin yerli yerinde olduğunu hissediyorum gece boyunca (konser sonrasında da).
Karşılıklı iki davul, her şarkıda el değiştiren bas ve gitarlar, çeşitli elektronik edevat, klavye ve ksilofon sahneye dağılmış. Sahneyi çevreleyen biz, bir yandan müziğe ayak uydururken diğer yandan aynı enstrümanları farklı müzisyenlerin nasıl kullandığını görüyoruz. Organik bir yapı karşımızda şekilleniyor, akışkanlaşıyor, sonra sönüyor. Müziğin mühendislikle yakınlaştığı Tortoise performansı seyirciyi de, grubu da memnun ediyor. Sadece duygusal değil, zihinsel düzlemde de yoğun yaşanan bir konser veriyor Tortoise. Yıllar sonra bile doyum hissiyle hatırlanacak türden.
No Comments