Yeni bir eve yerleşmenin getirdiği bir gece mesaisi var: Evin gece seslerini öğrenmek. Buzdolabının çıtırtıları, son iki yılı aynı odada geçirdikten sonra salona terfi ettirdiğin çeşitli bitkilerin yapraklarını açıp kaparken birbirlerine sürtünmelerinin hışırtısı, biraz olsun sıcak hissetmek için gözden çıkardığın doğalgaz faturasının izin verdiği aralıklarla çalışan kombinin mırıltısı, yakındaki ağaçların rüzgarla konuşması, her yerdeki kedilerin birbirleriyle konuşması, çamaşır yıkamak için elektriğin indirimli olduğu saatleri bekleyen komşuların çamaşır makineleri, şehrin ortasında nereden geldiğini anlamadığın horoz ötüşü, gece duşları, belki sabaha karşı lokal yağmur geçişi…
Destroyer ocak sonunda yayımlanan yeni ve harika albümü “Have We Met” ile içinde henüz ağlanmamış o yeni evlerin gecelerini çok güzel dolduruyor. 2020’nin geride bıraktığımız ilk 40 günü içinde hiçbir şarkıyı “Cue Synthesizer” kadar sevmedim. Arabalar dahil çeşitli eşyaların mavi jelatinle kaplandığında ne kadar güzel ve sinematografik göründüğünü bize hatırlattığı için (bu bilgi bir şekilde doğuştan zihnimizde varmış gibi hissediyorum) yönetmen David Ehrenreich’a teşekkürler.