Nereye gideceğini bilmediğimiz ama yoldan çıktığından emin olduğumuz, dürüst olmak gerekirse rotası hakkında pek de umut beslemediğimiz ülkede, maddi ve manevi kayıpların ortasında, alışveriş platformu linklerinin bize hala alım gücümüz varmış gibi hissettiren sıcaklığıyla idare ediyoruz. Nereden kan kaybettiğimizi unutmuşuz, vücudumuz uyuşmuş. Kişisel olarak üstlenebileceğimizin çok ötesinde, zaten bize ait olmayan ama karşısındaki güçsüzlüğümüzü beynimize kazımayı iyi başaran yapılar tarafından sistematik olarak üzerimize yığılan sorumlulukları “anda kalarak” sindirmeye çalışıyoruz. Hayatımızın değersizliği her gün daha alçak bir seviyede teyit edilirken, müziğin sesini biraz daha açıyoruz.
Baxter Dury, mart ayında çıkan altıncı albümü “The Night Chancers” ile şu an sahip olduğumuza yakın bir duygu spektrumu içinde hareket ediyor. Dury’nin böğründeki kurşun yarasıyla, sabahın ilk ışıklarının nefis renklere boyadığı bir plajda debelenmesi bana kendi halimizi hatırlatıyor.