Dün gece hayatımda ilk defa tribute grubu izledim. Geçen aylarda Pearl Jam tribute grubu Back Alive‘ı izlemeye niyetlenip bilet bulamamıştım. Bu defa biletleri son güne bırakmadım. Beklediğimin aksine tıklım tıkış değildi Babylon. Bunun faydasını konserin ilerleyen safhalarında, pogo esnasında görecektik.
13melek’in tribute gruplarıyla ilgili şu yazısına katılıyorum, bana da tuhaf geliyor hayatını bir başkasına benzemeye çalışarak geçirmek. Diğer yandan asla izleyemeyeceğim ve çok sevdiğim bir grubun şarkılarının, orijinaline mümkün olduğunca yakın hallerini dinlemek de göz ardı edemeyeceğim bir mutluluk veriyor.
Jonny O’Connor, Dave Eve ve Steve Kilroy‘dan oluşan Nervana sahneye çıktığında, O’Connor’ın sarıya boyanmış saçları ve 90’lar üniforması dilimde paslı bir tat bıraktı. Bir müsamere izlemeye hazırlıklıydım, canımı fazla sıkmamaya çalışıp bir sürü Nirvana cover’ı dinleyecek ve içimdeki çığlıkları kovacaktım, plan buydu. İlk parça In Utero’daki favorilerimden Radio Friendly Unit Shifter olunca, kendimi müziğe kaptırmam kolay oldu.
Konser boyunca durup durup şunu söyledim: “Çok tuhaf. Çok tuhaf.” Karşımda 18 yıl önce ölen birinin kostümüne bürünmüş birini görmek tuhaf, gözlerini kapayıp 20 yıl öncesinde olduğunu hayal eden insanlara bakmak tuhaf, o şarkıları Nirvana’dan dinliyor olsam nasıl hissedeceğimi tahmin etmeye çalışmak tuhaf. Tuhaf ama içimde karşılık bulan bir simülasyon. Örneğin Frances Farmer Will Have Her Revenge On Seattle‘ı bir dolu insanla bağırarak söyleyeceğimi hiç düşünmemiştim. Territorial Pissings‘de pogoya yandan yandan gireyim derken el alemi telef edeceğimi de, dizlerimi döve döve Negative Creep diye bağıracağımı da.
Geçmişin hayaleti de olsa, kandırmaca da olsa, belki sağlıksız da olsa gecenin sonunda damarlarımdaki serotonin, kısılan sesim ve yastığa başımı koyduğumda içimdeki kıpırtı için müteşekkirim Nervana’ya. Onlara ve dün gece Babylon’a en deli gecelerinden birini yaşatan güzel kalabalığa.
* Fotoğraf: Kali Pro
No Comments