Feat.‘in Aralık sayısı için Push The Sky Away trailer’ı üzerine bir şeyler yazmıştım. Teknik bazı sorunlardan dolayı dergi bu ay çıkamadı. Ben de yazıyı burada paylaşayım dedim.
Her sabah uyandığımda kafa radyomda bir şeyler çalıyor. Öyle bir mekanizma var, ben uyurken beden dışı mihraklar kafamın içinde listeler yapıyor. Yalnız yayın akışı biraz kavga dövüş hazırlanıyor. Radyoyu ele geçirmek için her gece içimde Mustafa Sandal ile Nick Cave and the Bad Seeds kapışıyor. Bad Seeds takımı saç-sakal karışmış vaziyette, gömleklerinin yakasını bağırlarına kadar açıp altın yüzüklü ellerini sallayarak Mustafa Sandal’ı kovalıyor Bebek sahilinde. Çocukluğun eğlenceli pop ritimleri elektrikli gitarlara ve içinden sosyopatlar fırlayan piyanolara yeniliyor. Nick Cave and the Bad Seeds, Kırk Haramiler gibi bilincimin kapalı kapılarını kırıyor, ruhumun salonlarına koku bombası atıyor, huzurumun ayak parmakları arasına yanan sigara koyuyor.
Son Bad Seeds albümü Dig, Lazarus, Dig!!!‘in tropik fırtınaları üzerinden 4 yıl geçti. Bu 4 yılda kurucu üyelerden Mick Harvey gruptan ayrıldı, Grinderman ikinci albümüyle kulaklarımızı ateşe verdikten sonra dağıldı. Nick Cave’in ikinci romanı Bunny Munro’nun Ölümü (The Death of Bunny Munro) yayımlandı. Üniversiteyi bitirdim, birkaç işe girip çıktım. Annem saç rengini değiştirdi. Kylie Minogue yine albüm listelerinde birinci oldu. Sokak kedileri yüzlerce yavru doğurdu. Tam 21 Aralık 2012’de dükkanı kapatıp gidiyoruz derken, Nick Cave and the Bad Seeds’den yeni albüm tarihi geldi ve kıyamet iptal edildi.
Trailer’ını yukarıda izleyebileceğiniz Push the Sky Away, Güney Fransa’da kaydedilmiş ve 2013 Şubat’ında, grubun kendi plak şirketi Bad Seed Ltd.’dan çıkacak. Nick Cave, şarkıları Google ve Wikipedia gezintileri sırasında yazmış ve albümün derdi, internetin gerçeklik algısını nasıl etkilediği. Bu “Computers and Blues” temasının Bad Seeds’in elinde neye dönüştüğünün ipuçları videoda mevcut. Geleneksel enstrümanları yenilikçi bir yaklaşımla kullanmaya gayret eden adamlarımız, bu defa etrafta buldukları objeleri de müziğe katmış. İnternet çağının şaibeli gerçekliğine, hangi sesin nereden çıktığı belirsizliğini de eklemiş. Kulağa çarpan ses parçaları iştah açıcı. Zaten Cave, Ellis, Sclavunos, Wydler, Savage ve Casey’nin yırtıcı pençelerinden tatsız bir şey çıktığını görmedik.
Kabullenilmesi en kolay sınır olan gökyüzünü bile öteye itelemeye meraklı rahatsız ruhlar, şubatı bekleyin.
No Comments