Kopenhag: Sokaklardan Tabaklara Alternatif Bir Rehber

Nyhavn, Kopenhag

Seyahat ettiğiniz şehirlerde sakinlik mi ararsınız, canlılık mı; kimseye değmeden yalnız keşiflerin tadını çıkarmayı mı seçersiniz, yeni arkadaşlarla yerel hayatın içine kestirmeden dalmayı mı bilmiyorum. Bildiğim şu; aradığınız her ne olursa olsun, Kopenhag onu size verecek.

İstanbul’dan 3,5 saatlik bir uçuşla gidilen Kopenhag’da havaalanından şehir merkezine metro, tren, otobüs ya da taksiyle ulaşabilirsiniz. Seferlerin sıklığı ve gece de çalışması nedeniyle metro oldukça cazip bir seçenek. Tercih ettiğiniz ulaşım aracına göre şehir merkezine varmanız 15 ile 35 dakika arası sürüyor.

Kopenhag

Kopenhag hem yürünmesi keyifli hem ulaşım sistemi iyi çalışan bir şehir olduğu için, şehrin neresinde kaldığınızın aslında çok da önemi yok. Indre By, Tivoli ve Vesterbro bölgeleri merkezi ve oteller bakımından zengin.

Merkeze yakın nüfusu 1,2 milyonu bulan bu baş döndürücü İskandinav şehrine yürümeye hevesli ayaklar, görmeye açık gözler, heyecanlanmaktan yorulmayan bir kalp ve çantanızda bir şemsiyeyle gitmenizi tavsiye ederim. En sıcak aylar olan temmuz ve ağustos, aynı zamanda şehrin en çok yağmur aldığı dönem. Nispeten daha kuru olan mart ve nisan aylarındaysa ortalama sıcaklık 10 derecenin altında.

Kopenhag'da gün batımı

İskandinav şehirleri çekici olmalarına rağmen küçük bütçelerle seyahat etmek isteyenleri korkutabilen destinasyonlar. Kopenhag da ucuz bir yer değil ancak birçok şehir gibi, her bütçeye göre alternatifler sunduğunu belirtmek gerek. Yaşamak istediğiniz deneyim, harcamalarınızı belirleyen ana unsur. Michelin yıldızlı bir restoranda yemek yiyip tasarım butiklerinden alışveriş de yapabilirsiniz, süpermarketten aldığınız bir sandviçle ikinci el eşya dükkanlarını da keşfedebilirsiniz. Şehir, önceliklerinize göre kendinize farklı rotalar çizebileceğiniz kadar zengin.

Kışın güneşle karşılaşmanın pek mümkün olmadığı Kopenhag sokakları, yazın havanın çok geç kararmasıyla iyiden iyiye karşı konulmaz oluyor. Ayakkabıları aşındırmanın tam zamanı. Rotamız turist rehberleriyle zaman zaman kesişse de gerçek deneyimlere açık. Kulaklığımızdaki müziği şehrin sesleriyle değiştiriyoruz. Dikkatimizi günlük kaygılarımızdan sıyırıp içinde bulunduğumuz ana yöneltiyoruz. Avrupa’nın en temiz havaya sahip şehirlerinden birinde, derin bir nefes alıp yola koyuluyoruz.

Yaya olmanın dayanılmaz hafifliği

Kopenhag sokakları

Hay Design, Kopenhag

Biraz antrenman için gezmeye Strøget’ten başlayalım. 1960’ların başında araç trafiğine kapatılması tartışma yaratan bölge, şehrin büyük meydanlarından Rådhuspladsen ve Kongens Nytorv arasındaki geniş bir yaya yolu ve bunu kesen daha küçük sokaklardan oluşuyor. Alışveriş için öncelikli adres olan Strøget’te dünyaca ünlü markaların yanı sıra Mads Nørgaard gibi önemli Danimarkalı tasarımcıların butikleri ve irili ufaklı hediyelik eşya dükkanları yer alıyor. Turistlerin çok tercih ettiği popüler restoran ve kafelerle dolu ana yoldan yan sokaklara saptıkça keşif isteği sarıyor ruhu. Tanıdık olanla tanışılmayı bekleyen sırt sırta. Belki de bu yüzden Kopenhag’ın en kalabalık noktalarında bile turistik yerlerin insanı boğan yapaylığı hissedilmiyor. Şehrin gerçek sakinlerinin hayatı, renkli dekorların arkasında bir yerde süregidiyormuş hissine kapılmıyorsunuz.

Nyhavn, Kopenhag

Yürümek, yol yapmanın en temel formu. Adımlarla şehrin iletişimi derinleştikçe sokakların alfabesi çözülüyor. Sonrası öğrenilen, tanık olunan, yaşanan hikayeler. Her fotoğraf meraklısının nabzını hızlandıracak 17. ve 18. yüzyıldan kalma rengarenk evleriyle Nyhavn (yeni liman) da yaya olmanın keyfini katlayan bölgelerden. Kanal boyunca sıralanan restoran, bar ve kafelerden birinde mola verip eski ahşap gemileri seyre dalmak, özellikle akşam saatlerinde göğün kanala yansıyan renklerinde kaybolmak Kopenhag’da mutlaka yapılması gerekenlerden. Şehri şöyle çabucak görmek isteyenler için kanal turlarının başlangıç noktası da burası.

Vor Frelsers Kirke, Kopenhag

Coğrafyayı sindirmenin bir yolu yüzeyi adım adım okumaksa, bir diğeri de ona yukarıdan bakmak. Kopenhag’ı kuş bakışı görmek için doğru adres şehrin en hareketli mahallelerinden Christianshavn’da bulunan barok kilise Vor Frelsers Kirke. İnşası 18. yüzyılda biten kilisenin en dikkat çekici özelliği, spiral şeklindeki kulesi. Kulenin içinde kat edilen 250 basamak, sizi harika manzaralar sunan dış basamaklara götürüyor. Buradan dört yana göz alabildiğine uzanan şehri doya doya seyredebilir, saat başı çalan çanların melodisini dinleyebilirsiniz. Kulenin zirvesine yaklaştıkça basamaklar daralıyor, adrenalin kana karışıyor. Mayıstan eylüle kadar ziyaret edilebilen kuleye çıkışlar zaman zaman hava koşulları nedeniyle durdurulabiliyor (güncel durumu kilisenin web sitesinden takip edebilirsiniz).

Özgürlüğün evi “Christiania”

Christiania, Kopenhag

Christianshavn’ın en işlek yeri şüphesiz otonom bölge Christiania. 70’lerin başında Kopenhag’daki konut sorununun da etkisiyle işgal edilen eski askeri tesisler, yıllar içinde kendi kendine yeten, kendi kurallarına göre yönetilen küçük bir topluluğun evi haline geliyor. Anarşist bir komün olan Christiania, toplum içinde kendine yeterli ifade alanı bulamayan farklı gruplar için özgürlükle eş anlamlı. Yargıların, dayatmaların ve etiketlerin, tıpkı arabalar gibi kapının dışında bırakıldığı bu mahallenin sanatçılardan evsizlere, eşcinsellerden turistlere pek çok ziyaretçisi var.

Christiania, Kopenhag

Christiania her ne kadar turistik bir bölgeye dönüşmüşse de, buranın sakinleri özel hayatlarını koruma konusunda hassaslar. Sokakların çoğunda karşılaşacağınız fotoğraf yasağı sizi şaşırtmasın. Bu hassasiyette mahalledeki bazı caddelerin eskiden beri uyuşturucu madde ticaretinde bir durak olmasının da etkisi var. Christiania’da asla hoş görülmeyen şeyler arasında şiddet, silahlar, havai fişekler, çalıntı eşyalar ve kurşun geçirmez giysiler bulunuyor. Sokaklardaki “koşmayın” uyarıları bile bölgenin yıllardır özenle korumaya çabaladığı huzurlu ve barışçıl atmosfer için hayati öneme sahip.

Kendinizi bir açık hava galerisinde hissettiren duvar resimleri, sanat eserine dönüşmüş evleri, yeşil alanları, ilgi çekici atölyelerin düzenlendiği salonları, vegan ve vejetaryen mutfağı, önyargısız sakinleri ve tıkır tıkır işleyen kolektif karar alma mekanizmalarıyla Christiania, başka bir dünyanın mümkün olduğunu hatırlatıyor.

Nørrebro’nun bin bir yüzü

Norrebro, Kopenhag

Şehrin kuzeybatısında bulunan Nørrebro, 19. yüzyılın sonunda Kopenhag’a göç eden işçilerle birlikte şekillenmiş bir bölge. Nüfusunun dörtte birini göçmenler oluşturuyor. Türk ve Arap azınlıkların yoğunlukta olduğu mahallenin çok kültürlü karakteri, burayı özellikle gençler için cazip kılıyor.

Kreuzberg Berlin için neyse, Nørrebro da Kopenhag için o. Ucuz büfelerden Michelin yıldızlı restoranlara, ikinci el giysi mağazalarından bağımsız tasarımcıların butiklerine, sanat galerilerinden irili ufaklı kafelere birçok keyifli keşif sunan bölgenin en işlek caddeleri Elmegade ve Jægersborggade.

Acne Studio, Kopenhag

Hem bira ve şarap, hem kahve ve “raw” beslenme meraklılarını heyecanlandıracak mekanlarla dolu Nørrebro’nun çok ziyaret edilen noktalarından biri de Assistens Mezarlığı. Pek çok Avrupa şehrinde olduğu gibi, biraz soluklanıp dinlenilebilecek bir yeşil alan görevi de gören mezarlığın ebedi misafirleri arasında filozof Søren Kierkegaard, masallarıyla milyonlarca çocuğun hayal dünyasını biçimlendirmiş Hans Christian Andersen ve Nobel ödüllü fizikçi Niels Bohr bulunuyor.

Bahçelerden göllere

Christianshavn, Kopenhag

Gittiğiniz her şehirde ilk işiniz marketten yiyecek içecek bir şeyler kapıp kendinizi çimlere atmak oluyorsa, Kopenhag’da çok mutlu olacaksınız demektir. Zamanınızı sadece parkları gezmeye ayırsanız bile birkaç günden fazlasına ihtiyaç duyacağınız bu yeşili bol şehrin simgesi haline gelmiş Küçük Denizkızı heykelini de barındıran Langelinie Park, kaygısız saatler geçirmek için uygun.

Bedeninizde ve ruhunuzda taşıdığınız stresten kurtulmak için Rosenborg Kalesi’nin yanındaki Kongens Have’de (Kralın Bahçesi) bir yürüyüş ya da içindeki eski seralarla başka bir zamana davetiye sunan Botanik Bahçesi’nde binlerce bitki türü arasında kaybolmak yeterli.

Kopenhag'da göller

Kanal, nehir, deniz ya da göl… şehirde su varsa mutlaka kıyısında olmalıyım diyorsanız şehir merkezinin batısındaki üç yapay gölü (Søerne) çevreleyen patikalarda koşuya çıkabilir, bisiklete binebilir veya bir banka yerleşip gündelik hayatın alıştığımızın aksine çok yumuşak da akabildiğine tanık olabilirsiniz.

Danimarka’nın 2016 Dünya Mutluluk Raporu’nun zirvesinde olması boşuna değil. Eşitlik, kişi başı gelir, kişisel özgürlükler gibi etkenlerin yanında yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırım sonucu doğanın mümkün olduğunca korunmasının da insanların yüzündeki gülümsemede payı var. Agresif tavırlardan uzak ve yardımsever sakinleri sayesinde Kopenhag’da kendinizi hem evinizde, hem güvende hissediyorsunuz. Alkol tüketiminin yüksek olduğu festival ve konserlerde bile kişisel alana saygı korunuyor, birbirini kısıtlamadan birlikte varolmanın tadı çıkarılıyor.

5 öğünde şehir turu

Seyahat etmek sadece bir yerden bir yere gitmek anlamına gelmiyor, yol boyunca ve her yeni durakta ruha ve bedene bıraktığı izlerle insanı kendisinin yeni bir versiyonuna güncelliyor. Şehirlerin havasını solumak, sokaklarını yürümek, insanlarıyla konuşmak kadar yemeklerini yemek de orayı kendimizin kılmanın bir yolu. Bunu bilenler için de heyecan verici Kopenhag.

Next Door Cafe, Kopenhag

Next Door Cafe: Şehri keşfetmeye iyi bir kahvaltıyla başlamak gerek. Kopenhag’ın merkezindeki Indre By bölgesinde bulunan Next Door Cafe’nin harika yaban mersinli pankekleri ve taze meyve sularıyla ihtiyacınız olan enerjiyi depolayabilirsiniz.

Lagkagehuset: Birçok şubesiyle şehre yayılmış bu ünlü pastane zinciri, gün içinde Danimarka usulü tatlı ya da tuzlu atıştırmalıklar ve wi-fi desteği için ideal. Torvegade üzerindeki en eski dükkandaki ürünlerin lezzetinin bir başka olduğu söyleniyor.

Morgenstedet: Vejetaryen ve vegan ev yemekleriyle tanınan Morgenstedet, Christiania’nın sakin atmosferini bahçesine taşıyor. Organik, taze malzemelerle yapılan yemekler lezzetli, porsiyonlar doyurucu.

Laundromat Cafe, Kopenhag

Laundromat Cafe: Yemeğinizi yerken çamaşırlarınızı yıkayabileceğiniz Laundromat Cafe, adını içindeki küçük çamaşırhaneden alıyor. Özellikle dekorasyonuyla dikkat çeken bu kafe, Nørrebro’nun hayli popüler mekanlarından.

Copenhagen Street Food: Sokak yemeklerine doymadığımız bir gezi, benim için eksik kalmıştır. Kopenhag Limanı’ndaki adacıklardan Papirøen’i kendine ev edinen Copenhagen Street Food, haftanın her günü hem Danimarka hem dünya mutfaklarından örnekleri tadabileceğiniz renkli bir pazar yeri.

Bu yazı ilk olarak Tempo Travel’da yayımlanmıştır.

1 Comment

  • Reply
    Duygu Yildirim
    05/09/2018 at 15:29

    tam da aradigim alternatif bir Kopenhag rehberi olmus, cok tesekkurler!

  • Leave a Reply